Sihirbazlık dersi alabilirsiniz
Paris’in en güzel mahallerinden Marais’deki Müze büyücülük ve sihirbazlığa ışık tutuyor. 16. yüzyıldan kalma, tonozlu bir mahzene kurulmuş. Koleksiyonunda 17. yüzyılda hokkabazların kullandıkları fincanlardan, 19. yüzyılda aletli gösterilerde kullanılan “bilge” otomat makinelere çok sayıda obje bulunuyor. Müzenin “ruhçuluk” vitrininde ise medyumların kullandığı aksesuvarlar sergileniyor: Öbür dünyadan mesajlar aktaran hileli tablolarla, ünlü Macar hokkabaz Houdini’nin kehanet kutusu da objeler arasında. Göz ilüzyonu salonunda ise vücudun testereyle kesilip havada uçtuğu hissini veren mitik kuleler tekniği görülebilir. Müze personelinin çok sempatik olduğunu, yaklaşık 1,5 saat süren turun kısa bir sihirbazlık gösterisiyle süslendiğini de söyleyelim. Butikteki sihirli aynalarla göz yanılmacası üzerine kurulu makineler küçükler gibi büyüklerin de ilgi odağı. Yıl boyunca sihirbazlık dersleri verilen müze çarşamba, cumartesi ve pazar günleri 14.00 - 18.00 arası açık. Giriş yetişkinler için 9, çocuklar içinse 7 Euro. (www.museedelamagie.com)
Domatesler bile nikotinli
Sigara yasağının çok sayıda ülkede yarattığı tartışma şöyle dursun, Paris’in 11’inci bölgesindeki bu küçük müze Sigara severlere adanmış bir minik ada adeta. Farklı kıtalarda ve dönemlerde her türlü “duman içiciliği” üzerine yıllardır çalışan ve konu hakkında bir de antoloji hazırlayan Michka-Tigrane Hadengue çiftinin 2001 yılında açtıkları müzenin ilginç sloganları arasında “Daha az içmek ama daha iyi içmek” de var. Müze koleksiyonunun en önemli parçasını farklı çağlardan ve bölgelerden gelen pipolar oluşturuyor: Afyon pipolarından, ince uzun flaman pipolarına, Çin’den gelme antika su pipolarından, nargilelere yok yok. Tibet çakmakları, kurutulmuş bitkiler için öğütücüler, gizli çekmeceli pipolar, Amazonya kökenli şamanik tütün ruloları... Ünlü desinatör Mister Natural’in vitrinlerdeki desenlerini, 19. yüzyıl tarihli mizahi gravürler, 1900’lerde çok eğlenceli olduğu düşünülen, ağızlarında sigaralarla çocukların görüntülendiği kartpostallar tamamlıyor. Göze çarpan ilginç detaylardan biriyse İsviçre menşeli, kenevirli makarna paketi! Müzede bir de bitki bölümü oluşturulmuş. Kenevir ve haşhaş saksılarının yanı başındaki domatesler göründüğü kadar masum değil: Nikotin içeriyorlar! Girişin 5 Euro olduğu müze pazar ve pazartesi hariç her gün 12.30-19.00 arası açık.(www.museedufumeur.net)
Çocukluğunuzu hatırlatacak
Bu küçük müze, koleksiyoncu Jean-Paul Favand’ın tutkusunun ürünü. 19. yüzyılın şenlik atmosferini yeniden canlandırmak isteyen koleksiyoncu, interaktif gezinin yapılabileceği rengarenk bir dünya yaratmış. Tahta atlara binmeye, piyango oynamaya hakkımız var burada. En eğlenceli oyunsa şüphesiz 1898 tarihli İngiliz atlıkarınca. İlk yapıldığında buharla, ardından elektrikle çalışan sistem bugün, ziyaretçilerin bilek gücüyle dönüyor.Yaldız ve gümüş kaplamanın cıvalı aynalarla karıştığı; Belçika art nouveau, Alman lirik, İngiliz Romantik ve Fransız klasik akımının ürünü çok renkli ahşabın saltanat sürdüğü bir şenlik alanı burası. Üstelik her biri 19. ve 20. yüzyılın büyük isimleri Limonaire Kardeşler, Gustave Bayol, Müller’in elinden çıkma.Müzenin Müzik salonunda şaşırtıcı bir konser: Manivelasının çevrilmesiyle çalışan 1934 yapımı mekanik Kafe orgu, kuyruklu otomatik Piyano ile bir çan önce bir Polka dansı, ardından Çaykovski’nin 2 numaralı valsini çalıyor. Seyircilerse, balmumu mankenler.Girişin yetişkinler için 12,5, çocuklar içinse 4 Euro. Müze, randevu üzerine açılıyor. (www.pavillons-de-bercy.com)
Esrarengiz ritüeller
Gözlerden uzak çalışmayı tercih eden, ritüelleri ve uluslararası bağlantılarıyla her zaman merak konusu olan masonlara ithaf edilen bu müzeye giriş Bedava, haftanın her günü açık. Bina aynı zamanda Avrupa’nın en eski mason grubu “Grand Orient de France”ın merkezi. Müzenin beş bin parçadan oluşan ve 18. yüzyıldan 19. yüzyıla uzanan koleksiyonu, piramit vitrinlerde sergileniyor. El yazmaları, usta önlükleri, madalyalar, mücevherler koleksiyonun parçalarından oluşuyor. Müzenin masonluk, ezoterizm, ruhçuluk ve paranormal olayları konu alan 100 bin eserin yer aldığı bir de kütüphanesi var. Kitapların yanı sıra patentler, diplomalar, ritüel görselleri bu bölümde görülebilir. Müzenin koleksiyonu açık artırmalardan elde edilen yeni objeler ve kişisel bağışlarla her geçen gün genişliyor. Müze duvarlarının birkaç yıldır çağdaş plastik sanatlar alanında çalışanların ürünlerine açıldığını da belirtelim. (www.godf.org/foreign/ uk/musee_uk.html)
İlaçtan ütüye çakma ürünler
Taklit malların dünya pazarındaki oranı yüzde 9’a tırmanır da Parisli üreticiler konunun müzesini yapmaz mı! Hem de taa 1951’de kurulmuş! Taklit mala karşı kurulan ilk Fransız derneği İmalatçılar Birliği’nin açtığı müze, Paris’in en şık köşelerinden birinde, 16. bölgede. Taklitle orijinalin yan yana sergilendiği müzede baş köşeyi lüks mallar tutuyor; Cartier ve Rolex ilk sırada gelenler. Deri çanta, kemer, Parfüm, Mücevher, beyaz eşya, Bilgisayar, DVD, CD, ilaç, oyuncak, kısacası aklınıza gelebilecek her türlü ürün dizaynı ve ambalajıyla neredeyse aynı görünen taklidiyle yan yana. Ünlü peynir markası La Vache Qui Rit bile Polonya, Mısır ve Suudi pazarındaki taklidiyle, “Vache Kiki” ile almış yerini. Müzenin giriş salonunda Roma dönemine ait ilk markalı amfora ile taklidi sergileniyor. Vuitton’un 20. yüzyıldaki taklit çantalarının ve ünlü Fransız heykeltıraş Rodin’in bronz heykellerinin de aralarında olduğu 350 objenin sergilendiği müzedeki gezinizin sonunda, taklitle orijinal arasındaki farkları kafanıza kaydedip, tuzağa düşmemeyi öğreniyorsunuz. Derneğin amacı da bu zaten... Pazartesi dışında her gün 14.00-18.00 arası açık. Giriş 4 Euro. www.unifab.com
Paris’in sıra dışı müzeleri
No comments:
Post a Comment
Note: Only a member of this blog may post a comment.